EKİM'E AĞIT
yağmur ayları yine içimde
tozun dumana karıştığı, kan kokan, (petrol olup yapışan), kaos satan/kokan ekim yağmurları.

--dönüp bakıyorum; sol yanımda kulaklarını tıkayan çocuklar.-----
bombalar yağıyor siyah dudaklı çocukların şehrine----kelebekler renklerinden oluyor.
raflara kaldırılıyor parantezli ellerim.
--kelepçeliyorum bende yol ortasında vurulan çocukların gözlerine!
uçmuyor siyah dudaklı çocukların şehrinde kuşlar, çünkü kanatları kırılmıyor çelik yağmur bulutu uçakların.

--dönüp bakıyorum; sağ yanımda karamsar bir güneş yükseliyor -enkaz yığınının içinden-.
dört duvar gri gökkuşakları.
çıkarıyorum ceplerimden saklı gözlerimi, ağlıyorum paslı demirlerin üzerinden...
yağmur olup düşüyorum yangın yüreğinize.

SİYAH DUDAKLI ÇOCUKLAR; ALNINIZDAN ÖPÜYORUM...

(umutlarınızdan geriye (kal)an ne varsa, ellerinden öpüyorum, ayaklarından...)
(10.07')

5 yorum:

Adsız dedi ki...

...nefesin halen nefesimde gizli...

kâzım dedi ki...

kapat gözlerini,
gülümseyerek derin bi nefes çek,
tut göğsünde.. bi süre daha dolaşsın içinde.
sonra gözlerini aç, dudaklarını arala ve yavaşça özgür bırak gizli tutsağını, ait olduğu yere,
hiç bi' yere.

Adsız dedi ki...

defalarca denedim fakat halen dolaşıyorsun tüm ruhumda tanımsızcasına...

Adsız dedi ki...

seni görebilirmiyim???

kâzım dedi ki...

göz var izan var