EKİM'E AĞIT
yağmur ayları yine içimde
tozun dumana karıştığı, kan kokan, (petrol olup yapışan), kaos satan/kokan ekim yağmurları.

--dönüp bakıyorum; sol yanımda kulaklarını tıkayan çocuklar.-----
bombalar yağıyor siyah dudaklı çocukların şehrine----kelebekler renklerinden oluyor.
raflara kaldırılıyor parantezli ellerim.
--kelepçeliyorum bende yol ortasında vurulan çocukların gözlerine!
uçmuyor siyah dudaklı çocukların şehrinde kuşlar, çünkü kanatları kırılmıyor çelik yağmur bulutu uçakların.

--dönüp bakıyorum; sağ yanımda karamsar bir güneş yükseliyor -enkaz yığınının içinden-.
dört duvar gri gökkuşakları.
çıkarıyorum ceplerimden saklı gözlerimi, ağlıyorum paslı demirlerin üzerinden...
yağmur olup düşüyorum yangın yüreğinize.

SİYAH DUDAKLI ÇOCUKLAR; ALNINIZDAN ÖPÜYORUM...

(umutlarınızdan geriye (kal)an ne varsa, ellerinden öpüyorum, ayaklarından...)
(10.07')