düğme


Çaydanlık taşıyor, altını kısmalıyım
bir aralık da balkona çıkayım,
sigaranın dumanı perdeleri sarartıyor.
ömrüm de sararıyordu aslında benim,
perdeler kadar umursamadım..

kahkahalar geliyor sokaktan
alelacele bir koşuşturma,
nefes nefese adım sesleri
kısık sesli ağlamaklılıklar.
ben de, kapalı tutardım gömleğimin düğmelerini mesela,
içim ağlarken görünmesin diye kimselere.

Balkonda saksılarım boy boy süs biberleri.
Kopartmıyorum,
Tohum olsunlar istiyorum,
Bir hayat şansı daha veriyorum her birine.
Beni bu balkonda kimse görmesin istiyorum.
Hatta lütfen özlemesinler bile..

Sırtımı kamburlaştıran yükler var,
Eğri büğrü çizgili gömleğim,
Üst düğmesi ilikli.
Boğazımda düğümlenenleri kimse görmesin istiyorum.
Beni görmeyin istiyorum.

Bak çok güzel bir karanlık var burada,
Bu köşebaşı, bu saksıların yanı çok güzel. Biliyorum.
Sallanan çantaları görüyorum aşağıda,
Merdiven boşluğunda sekiz yavrulu bir kedi.
Bir tas süt iliştiriyorum yanlarına,
Güvenmiyorlar bana.
Ellerime, gözlerime güvenmiyorlar.
Görünmek istemiyorlar
benim gibi
ilikleyecek düğmeleri yok.
Anlatamıyorlar.

Örgülü dağınık saçlar,
Rengârenk reklam afişleri,
İnce topuklular,
Kalın enseliler,
Buruk yürekliler...
Ta doğduğu gün bir hüzne seslenenler de var sonra burada. Biliyorum.
İliklesene anne gömleğimi,
Üşümek istemiyorum.
Görünmek...

Hiç yorum yok: