gölgelerin arasındaydın,
şuracıkta.
bazı kederler kaplamıştı yüreğini,
gömleğini çıkarttın,
hafiflemekti niyetin belki.
pencereyi açtın,
rüzgâr, alelacele göğsünden içeri girip parmak uçlarına kadar uzandı.
bir ses duydun rüzgârın içinde,
incecik bir ses.
gözlerin yaşardı.
yanıp sönen ışıklar gördün uzaklarda,
kim bilir kimler sevişiyor bu evlerin odalarında diye düşündün.
rüzgârla birbirine karışıyordu tüm organların.
uçmak istiyordun, düpedüz uçmak...
hiçbir yola çıkmadan,
ve çıkmadan ışığa,
methiyelerle okşamak karanlığı,
yükseklerden göz ucuyla yer(yüzünün) cümle piçliklerine bakmak.
alâkasız gülmek. dalga geçmek hatta.
dokunmasın kimse sana istiyordun.
kendi elin omzunda.
gölgeler düşüverdi sonra birden pencereden,
saçma bir aydınlıkla irkildin.
rüzgâr gitti, sesler azaldı,
gece bitti.